Akçay Tatil Yerleri

Kaz dağları eteğinde, Edremit Körfezi kıyısında doğal klimalı havası, şifalı sularıyla emekli cenneti Akçay.

Edremit Körfezinin en iç kıyısında bulunan Akçay bir tarafında Küçükkuyu, Altınoluk, diğer tarafında Ören, Gömeç karşısında ise Midilli adasını seyre koyulmuş şirin, sakin ve yılların eskimeyen tatil köylerinden biri. Çanakkale, İzmir Balıkesir yönlerinden gelenlerin kesişme noktasında bulunması ulaşımını kolaylaştırırken, çevre zenginliği, şifalı suları, temiz denizi, esintili havası gençlerin olduğu kadar, orta yaş ve üstü ailelerin ilk tercihleri arasında yer almasına neden olmuş. Kamuya açık plajların gerisinde kalan tüm sokaklar aralıksız ve karşılıklı çoğu bahçeli evlerle dolmuş, konaklama tesislerinden daha fazla olan konutlarda oturanlar, bölgeyi adeta emekli cennetine çevirmiş.

Akçay, dış turizme Akdeniz kadar açılmasa da yerli turistlerin gözbebeği sayılmış. Son alınan kararla Zeytinli belediyesi ile birleşince sahil şeridi daha da uzamış. Bu uzama sadece sahil şeridi ile sınırlı kalmayınca, plajların paralelinde satış yapan tezgâhlarla çarşılar, Sahil boyunca omuz omuza vermiş çay bahçeleri, gezinti alanları kilometrelere ulaşmış.

Çanakkale gelişinde Küçükkuyu, Altınoluk, Güre yerleşimlerini bitirip Akçay'a gelince son yılların klasik kavşaklarından birine giriyor, dev alış veriş marketleri arasından düzenli bir bulvarı geçerek sahile, limana doğru yöneliyorsunuz. Sokakların neredeyse tümü otopark olarak kullanılan Akçay'da araçlarından ayrılanlar limana gelince Cumhuriyet Meydanı ismiyle anılan geniş alanda Kaz dağlarında Sarıkız efsanesiyle ünlü, kaz güden Sarıkızın heykeli ile karşılaşıyorlar. Heykel su dolu bir süs havuzu içinde yer alıyor, dilekte bulunup para atılıyor ve Akçay'a gelen turistlerin mutlaka fotoğraf çektirdikleri yöreye özgü simge durumunu koruyor.

Geniş alanda çocuk parkı, özenle düzenlenmiş yürüyüş yolları, su kanalları, gezi ve dinlenme alanları yer alıyor. Sahil boyunca omuz omuza sıralanan bahçeler, kafeler, çay, kahve içip gün boyu doğal klimalı rüzgârlı havada gölgede oturarak dinlenen, etrafı seyredenlerin mekânı olarak önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Dondurmacılar, büfeler, yöresel lezzetleri bahçe lokantalarına taşıyanlar, Kazdağı eteklerinde yetiştirilen şifalı otları satmak üzere sunanlar, sahil yoluna uzanan paralelde konumlanıyorlar. Bunlara ilave olarak dekoratif eşya satıcıları, takı tasarımcıları, kilim halı dokumacıları, plaj malzemesi satıcıları Akçay sahillerini tam anlamıyla sabit pazara çeviriyor.

Yaz turistlerinin yolları kaplayan geniş yürüyüşleri, bazen bisiklet sürücülerine geçiş yolu bile bırakmazken, tatil mevsiminde 150 bin kişiye ulaşan nüfusuyla başka kalabalıklar dar kumsallarda yaşanıyor. Güneş şemsiyelerine, şezlonglara küçük kiralar ödeyerek yerleşenler, sıcak esen rüzgâra karşı bunalmadan denizin tadını çıkarıyorlar. Akçay'ın diğer sahil köylerinden bir farkı da Bin Pınarlı Dağ olarak anılan Kaz dağlarından doğup kimi yerde karadan, kimi yerde adadan yeryüzüne fışkıran soğuk sular Akçay'da da denizden fışkırıyor. Sahile 15-20 metre uzaklıkta deniz içinde bulunan ve iskelenin her iki yanında yer alan iki kayalıktan oluşturulmuş minik adacıkta suyun bu çıkışını bizzat görüyor, suyu kullanıyorsunuz.

Deniz suyu ısısının düşmesine neden olan Kazdağının buz gibi soğuk pınarları aynı zamanda deniz suyu tuz oranını da dengeliyor. En önemlisi su bolluğu sayesinde Akçay'da su şebekesi, kapalı şişe suyuna ihtiyaç duyulmayan yurdumuzun yegâne tatil beldesi olma özelliğini taşıyor. Günlük ihtiyaçlar, 20-30 metre derinlikten gelen artezyen kuyularından karşılanıyor. 60 ve 80 metre derinliklerde ise üst katmanlarda ki bol ve buz gibi soğuk sulara tezat sıcak kaplıca suları bölgeye gelenlere şifa dağıtıyor. Akçay'ın her iki ucunda yaşanan bu zenginlik bölgeye olan cazibeyi katlayarak artırıyor.

Edremit Akçay çevresi jeotermal bakımdan zengin kaplıca suyuna sahip. Teşhiş ve tedavi bölümleri olan ve hizmet veren termal tesisler, yüzme havuzları, masaj üniteleri, buhar banyoları, sauna, Türk hamamı gibi yerleriyle büyük ilgi görüyorlar. Termal Turizm Bölgesi ilan edilmesiyle canlanan Bostancı Bölgesi başta olmak üzere yörenin kaplıca suyu, önem kazmış görünüyor. Kaplıca suyunun bağırsak tembellikleri, safra kesesi, pankreas bezi salgılarının düzensizliklerinde, romatizmal hastalıklar, damar hastalıkları, esansiyel tansiyon yüksekliği, yaralanma ve ameliyat sonrası eklem ve adale fonksiyonlarının geri kazanılması, kısmı felçler, kadın hastalıkları, siyatik, kol boyun ağrılarına neden olan sinir baskıları tedavisinde iyi geldiği belirtiliyor.
Kaz dağlarına düzenlenen jeep safari turları oldukça rağbet görüyor. Günübirlik düzenlenen profesyonel orman rehberleri gözetiminde yapılan turlara katılanlar, Türkiye'nin 34 milli parkından biri olan Kazdağı milli park sınırları içinde doğa güzelliklerini, tarihi, kültürel özelliklerini, bitki ve hayvan varlığı zenginliğini, farklarını bizzat görerek yaşıyorlar. Şahinderesi Kanyonu, Sarıkız Tepesi, Ayı Deresi yürüyüşü yapanlar, Sutüven şelalesi, Hasan Boğuldu mevkiinde serinliği, doyasıya yaşıyorlar.

Sarıkız Efsanesi; Efsaneye göre bir zamanlar Güre Köyünde yaşayan Cılbak Baba adında bir çoban ve kızı yaşarmış. Baba sürülerini otlatırken kızının canı sıkılmasın diye ona da bir kaç kaz alır, dağlara birlikte çıkıp dönerlermiş. Bir süre sonra Cılbak Baba, hacca gitmek üzere karar verince kızını aile reisi imam olan bir aileye emanet etmiş.

Bu dönemde Sarıkız çok alımlı bir kız olmuş, köyün delikanlıları sarıkızla evlenmek için rekabet haline girseler de sarıkız bunlardan hiç birisine yüz vermemiş. Bunu hazmedemeyen delikanlılar sarıkız'ın namusu hakkında olmadık dedikodular yaymaya başlamışlar. Haçtan dönen babanın kulağına giden bu dedikodular nedeniyle baba kızının namusunu temizlemek için onu öldürmeyi çare olarak düşünmeye başlamış. Kendi eliyle biricik kızını öldürmeye de kıyamamış. Sarıkızı ve kazlarını alarak yaylaya çıkmış, kızını oyuna getirip dağda yalnız bırakarak köye dönmüş. Zaman geçince yaptığına pişman olup hasretine dayanamayarak kızını bıraktığı yere Sarıkız tepesine tekrar çıkmış. Kızını karşısında gören baba pişmanlığını anlatıp, namaz vakti abdest almak üzere kızından su istemiş. Sarıkız, yanında ki uzun saplı su kabağını alarak oturduğu yerden kolunu Edremit Körfezine uzatarak deniz suyu ile doldurup babasına vermiş. Baba tuzlu su değil tatlı su istediğini söyleyince bu defa kız kolunu Güre Çayına uzatıp kabağı o suyla doldurmuş. Bu kerametleri gören baba gözünün yaşıyla kızından özür dilemiş, bağıra bağıra dağlarda koşmuş ve bir yerde ölmüş. Sarıkız'da Rabbine el açıp kendisine dil uzatanlara beddua ederek oracıkta ölmüş. Çobanlar onları iki ayrı tepede ölü bulmuşlar ve etraflarını taşla çevirip türbe yapmışlar. Bir başka söylenceye göre Baba dağda bırakıp kaçtığı kızına geri dönüp pişmanlığını dile getirince aniden bir fırtına kopmuş her yer göz gözü görmez olmuş. Hava durulup sis çözülünce çobanlar bir tepede kızı, bir başka tepede sarıkızın babasının ölüsünü bulmuşlar etrafını taş çevirip türbe yapmışlar.

Sarıkız Kazdağı'nda çaresiz insanlara, yolunu şaşıranlara aç ve susuz kalanlara yardım eden, mucizeler gösteren evliya olarak biliniyor, dilden dile dolaşarak efsaneleşiyor. Geçmiş zamanda Sarıkızın yaşadığı bu tepeler günümüzde Sarıkız Tepesi ve Sarıkızın Babası Tepesi olarak adlandırılarak Kaz Dağlarına çıkan safari gruplarının ziyaret yeri olarak geziliyor. Akçay Cumhuriyet Meydanında ise heykeli dikilerek Sarıkızın anıları, efsanesi yaşatılıyor.

Mesire yerleri; Akçay'a yedi kilometre mesafede bulunan Zeytinlide yer alan "Hasan Boğuldu Mesire Yeri" çevresinde bulunan göçlükleri, gölgelik alanları ile piknikçilerin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. onbeş metre yükseklikten dökülen "Sutüven Şelalesi" gerek safaricilerin gerekse piknikçilerin suyun tadını yüzüp, seyrederek doyasıya çıkardıkları yer alarak rağbet görüyor. Akçay'a altı kilometre mesafede bulunan Güre sınırları içinde yer alan "Pınarbaşı Mesire Yeri" Orman Müdürlüğünce işletilen gökyüzünü görünmez yapan anıt ağaçların yer aldığı, bol suya ve alabalık tesislerine sahip, önemli sayıda ziyaretçi ağırlayan bir başka seçenek olarak ilgi çekiyor. Kızılköyü sınırları içinde çağlayan, Küçükkuyu sınırlarında "Mıhlıçay", "Başdeğirmen Mesire Yeri", Akçay'a 35 kilometre uzaklıkta bulunan Kalkım yolu üzerinde ki "Hanlar Piknik Alanı" ulu çınarlar gölgesinde, sık bitki dokusu, soğuk pınar suları, geniş alanları ile piknikçilere istediklerinden fazlasını veren yerler olarak tercihlerde ilk sırayı alıyor.

Ören, Pelitköy, Gömeç sahilleri, Edremit'i kuş bakışı gören manzaraya sahip, ülkemizde ki en büyük Atatürk siluetinin bulunduğu tepelerden biri olan Ülkü Tepe Atatürk portre silueti seyir noktası, Edremit, Burhaniye, Güre, Tahtakuşlar Köyü ve Etnografya Galerisi, Altınoluk, Küçükkuyu, Yeşilyurt gibi gün içinde gidip gelebileceğiniz birçok gezi alanı alternatifler arasında bulunuyor.

Akçay'a Nasıl Gidilir; Akçay, Balıkesir iline bağlı Edremit ilçe merkezine 9 km uzaklıkta, Akçay deresinin denize döküldüğü yerde bulunuyor. Karayolu, hava yolu, deniz yoluyla ulaşma imkânı bulunuyor. Çanakkale 110 km, Balıkesir 96 km, İstanbul 470 km, İzmir 218 km, Ankara 628 km, Assos 75 km, Truva 100km, Bursa 240 km, Körfez havaalanı 15 km. yer alıyor. İstanbul Yenikapı'dan kalkan feribotlarla Bandırmaya gelenler sonrası kara yoluyla 4-5 saate Akçay'a ulaşabilirler.

Karayolu ile İstanbul'dan Tekirdağ yönüne hareket edenler köfte cenneti Tekirdağ'da kent merkezi yoluyla kendilerine bir köfte molası verebilir. Devamında Malkara tek yön geçiliyor Keşan Kavşağına rahat bir yolculukla ulaşılıyor. Kamyon trafiğine pek rastlanmayan güzergâhta Koru Dağı rampası bitiminde denizi görerek Gelibolu'ya geliniyor. Burada liman içi lokantalarında Tekirdağ'da köfte molası vermemiş olanlar, sardalye kebabına hayır diyemeyecekler. Gelibolu sardalye konserveleri nostaljik hediyelik olma vasfını koruyor. Lapseki veya Çanakkale'ye geçiş için Gelibolu ya da Eceabat iskelesinden saat başı kalkan feribotlar kullanılabilir, beklemek istemeyenler için dolunca kalkan Alınteri isimli feribotlar hızlı sefer yapıyorlar. Önümüzde Truva antik kenti var. Çanakkale Güzelyalı çıkışı, güzergâhı nispeten iyileştirilmiş. Buna rağmen Küçükkuyu inişinde gidiş geliş iki şeritli yolda trafiği durma noktasına getiren kamyonların arkasına takılırsanız 4-5 kilometre boyunca virajlı iniş sıkıntılı oluyor.

Kamyonlar sık sık fren yapıyor, fren balataları ısınıyor, hız yapamıyorlar. Orman içi yol üzeri cep yok, bekleyecek yer bulamıyorlar. Arkasına biriken araç kuyruğu uzadıkça uzuyor, sabırsız olanlar risk alıp geliş şeridini görmeden sollamaya kalkıyorlar. Sebep oldukları bu durum için kamyon sürücüleri adına üzülüyor insan.

Meryemana'yı Efes'i Avrupa'ya bağlayan haç yolunun bu çağda, 2009 yılında hala böyle daracık kalmış olması turizme ümit bağlayan bir ülke adına ilginç! Sollamaya izin vermeyen yolun acilen, bir an evvel en az bir şerit ilavesiyle genişletilmesi, akabinde dünya aleme, Avrupa'dan aracıyla, karavanıyla gelecek olanlara duyurulması, "Yolu açtım Efes, Meryemana, Truva, Bergama artık size daha yakın" diye duyurulması, tanıtılması gerekiyor.

Yol boyunca kurulu tezgâhlar zeytin kavanozları, zeytinyağları, köy ürünlerini sergiliyorlar. Küçükkuyu, Adatepe, Yeşilyurt'ta bulunan otlu gözlemeciler yol üzerinde bulunan Zeytinyağı müzesi uğrak noktaları olabilir. Altınoluk iskele meydanında Vardar Dondurmacısı şöhretini hak eden nefasette dondurmaları ile ünlü. Editör tavsiyesi, sakızlı, tarçınlı, cevizli, keçiboynuzlu, kavunlu, kivili olabilir. Karamelli, ananaslı, yoğurtlu, çilek, çukurlata, kaymak ve sayamadığım geriye kalan 100 çeşit tercihinize kalmış. Altınoluk sahil çay bahçeleri dinlenmek ve balık hali önünde bulunan akvaryumdaki Vatoz (çuçuna) balıklarının yüzü görülmesi gerekenlerden olabilir. Güre sonrası zaten artık Akçay'a gelmiş oluyorsunuz.

Bir küçük not: Edremit yaklaşımında yol üzerinde küçük bir ahşap cami dikkatinizi çekebilir. İçinde antika objeler var, metal, cam, ahşap, bez objeler ummadığınız eşyalar karşınıza çıkıyor. Hiç aklınızda yokken enteresan şeyler bulabiliyorsunuz!

Anadolu yakasından çıkanlar için Eskihisar feribotla Topçular, sonrasında Yalova rampasından mis gibi Bursa çevre yolunu kullanarak il merkezine girmeden trafikle muhatap olmadan Karacabey kavşağı yönünden Bursa. Yine kent merkezine girmeden çevre yoluyla Havran Kavşağı Edremit. Ya da Yenikapı - Bandırma feribot geçişi, devamında Balıkesir Edremit yapılabilir. İzmir yönünden gelenlere tek seçenek sahil yolu.

Akçay'da Ne Yenir; Yaz mevsimi boyunca Akçay'ın en hareketli yeri olan kordon boyunda bilhassa akşam yemekleri çok sayıda ki restoranlarda, kebapçı, pideci ve fast food ve bahçe içi lokantalarda yeniyor. Bölgenin altın değerinde ki zeytinyağlarını, zeytinleri, yöresel otlar, baharatlar, şifalı çayları Akçay'ın her köşe başında bulmak mümkün oluyor.

Edremit Körfezinin yöresel balıkları başta sardalye olmak üzere, zeytinyağının kullanımıyla lezzetleniyor. Yemek sonrası ve kordonda yürüyüşe çıkanların uğramadan geçemedikleri dondurmacılar, dondurma severleri meyveli çeşitleriyle ağırlıyorlar. Kafe-barlar, diskolar, canlı müzik yapılan mekânlar gençlerin uğrak noktaları olarak Akçay'ın en renkli yerlerini oluşturuyor. Her yıl düzenlenen şenlikler, konuk sanatçıların verdiği konserler Akçaylıları coşturmaya yetiyor.
Her Cuma kurulan semt pazarında Akçay'ın ve bölgenin en hareketli günü yaşanıyor. Akçay Limanına yanaşan tekne ise deniz üstünde balık ekmek, midye tava lezzeti yaşatırken Akçay'a bakarak yemek yeme imkânı veriyor.

Akçay'da konaklayabileceğiniz otel, motel ve pansiyonlar; Akçay'da deniz turizmini, kaplıca turizmine yönelik birçok otel, motel, pansiyon, tatil köyü, kamp alanları bulunuyor. Bunlardan biri olan ve deniz kenarında bulunan muhteşem panoramaya sahip üç yıldızlı Öge Otel 2000 beach-cafe-restaurant hizmeti veriyor. 79 oda bir süit olmak üzere 179 yataklı otelde uydu TV, mini bar, telefon, klima, küvet banyo, saç kurutma makinesi, geniş balkon, kablosuz internet imkânları bulunuyor. Konuklar açık yüzme havuzu, çocuk havuzu, havuz kenarında güneşlenme, lobi barda sohbet ediyor, oyun odasını kullanıyor, yakın yerlerde düzenlenen aktivitelere katılabiliyorlar.

Öge Otel 2000: 0(266) 385 50 50 - 384 10 04
Ömür Otel Restaurant (üç yıldızlı): 0(266) 385 05 05 - 385 26 26
Artemis Termal Otel: 0(266) 376 13 14
Akçay'da bulunan diğer oteller için tıklayın.

Benzer Yazılar